MetropolitMesaji
Pantikos - Kutsal Ruhun İnişi Bayramı Vaazı 2019
Değerli kardeşlerim, İsa’nın vaatleri; bu gün Elçilerin ya da bizim gibi bir takım insanların üzerine kutsal Ruhun inişiyle tamamlandı. İsa, yerde hizmetini tamamladıktan sonra yukarı sonsuzluktaki yerini aldıktan hemen sonra Kutsal Üçlüğün üçüncü şahsı diye tanımlanan Tanrı Ruhu devreye girerek insanları yetiştirmeye başladı. Yetiştirirken, önce onları arındırdı; sonra da olgunlaştırdı. Bu günkü anlamda Kutsal Ruhun simgesi hem ateş, hem sudur. Ateş nesneyi pişirir, su ise onu arındırır. Ruh, Elçilerin üzerine ateş şeklinde indi, ama rumuzla vaftize işaret eden element, sudur. Havariler, ürkekti, tecrübesizdi ve erkândan oldukça çekinirlerdi. Ne zamanki üzerlerine Ruh indi, oradan başlayarak güçlendi, aydınlandı, vizyonları da açıldı, artık değil oltadan ve balık ağlarından konuşsunlar; Tanrı'nın Göksel Hükümranlığından, Onun çağrısından ve Onun yetkilerinden konuşmaya başladı ve krallara kurtuluşu müjdeledi. O gün Rab insanların kavrama kabiliyetlerini hiç ama hiç zorlamadı. Yani dünyanın saklı cevherlerinden, gerekli ya da gereksiz ve gelişmiş buluşlardan kimseye söz ettirmedi, çünkü istenen onlar değildi. İnsan hayatını ilgilendiren kalıcı maneviyatlardı arzulananlar. Varsayımla, insan doğası üzerine, ulusların top yekûn bilimini dökerseniz; insan kabiliyetiyle ansızın tüm dünya dilleriyle konuşabilir mi hiç? ‘Pentikost Günü öyle bir gündü ve o geldiğinde, İsa’ya iman edenler bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, kuvvetli esen rüzgâr şeklinde bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeyler dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmanlıların hepsi Kutsal Ruhla doldu, Ruh onları yetenekle konuşturduğu başka dillerle konuşmaya başladılar. O sırada Kudüs’te, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu. Sesin duyulması üzerine büyük bir kalabalık toplandı. Herkes kendi dilinin konuşulduğunu duyunca şaşakaldı. Hayret ve şaşkınlık içinde, bakın, bu konuşanların hepsi Galileli değil mi? diye sordular. Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilini işitiyor? Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya'dan, Yahudiye ve Kapadokya'dan, Pontus ve Asya ilinden, Frikya ve Pamfilya'dan, Mısır ve Libya'nın Kirene'ye yakın bölgelerinden gelenler var. Hem Yahudi hem de Yahudiliğe dönen Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar aramızda var. Ama her birimiz Tanrı'nın büyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz. Hepsi hayret ve şaşkınlık içinde birbirlerine: bunun anlamı ne? diye soruyordu. Başkalarıysa, bunlar taze şarabı fazla kaçırmış diye alay ediyordu’ (Elçilerin İşleri 2:1-13). Kutsal Ruh her insana farklı bağışı ve yeteneği verir, ama kötü yüreklerde asla barınmaz! İnsan kendince iyi olduğunu taslar, ne var ki Rab yürekleri bilir ve buna O karar verir. Vaftizci Yuhanna henüz rahimde yeni şekillenmişti; zira o Rabbin gözünde büyüktü ve azarıyla evlilikleri çıkmaza sürenlerin tepesindeki değnek gibiydi. Melek: ‘o, Rabbin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruhla dolacak. …Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz dinlemeyenleri doğru kişilerin anlayışına yöneltmek -Kutsal Ruhun işleyişi bu- Rab için hazırlanmış bir halk yetiştirmek üzere, İliya’nın ruhu ve gücüyle Rabbin önünden gidecektir’ (Luka 1:15-17). Rab herkesi içeri alıyor ve ilk kez Kutsal Ruh, insanların içinden kıskançlık duygusunu ortadan kaldırıyor. Yahudiler kimseyi kabul etmiyordu, şeriat yanlısı Yahudiler dışlayıcıydı. Kötü Samiriyelilerin, Tanrı gözünde nasıl da iyi olabiliyorlar: ‘İsa şöyle yanıt verdi: adamın biri Kudüs’ten Eriha'ya inerken haydutların eline düştü. Onu soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler. Bir rastlantıyla o yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce yolun öbür yanından geçip gitti. Bir Levi’li de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitti. O yoldan geçen bir Samiriyeli ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızladı. Adamın yanına gitti, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek sardı, …şeriatçı: ona acıyıp yardım eden kişi, dedi. İsa: böylece git sen de öyle yap, dedi’ (Luka 10: 30-37) Dolaysıyla Petrus da bir Yahudi’ydi ve hemcinslerinin soya çekimindeydi, ırkçıydı aynı zamanda. Yahudi dini, etniksel bir dindi, bu dinden gelen tüm imtiyazlar o etniğe özeldi. Mamafih ilk kez evrensellik din mefhumu Hristiyanlık diniyle uluslara açıldı ve: ’Petrus daha bu sözleri söylerken Kutsal Ruh, konuşmayı dinleyen herkesin üzerine indi. Petrus'la birlikte gelen ve İsa’ya iman eden Yahudiler, Kutsal Ruh armağanının diğer uluslardan insanların da üzerine inmesini şaşkınlıkla karşıladılar. Çünkü onların, bilmedikleri dillerle konuşup Tanrı'yı yücelttiklerini duyuyorlardı. Orada Petrus, bunlar tıpkı bizim gibi Kutsal Ruhu almışlar. Suyla vaftiz olmalarına kim engel olabilir? dedi. Böylelikle onların Mesih İsa adıyla vaftiz olmalarını buyurdu. Sonra, onlar Petrus'a birkaç gün yanlarında kalması için ricada bulundular’ (Elçilerin İşleri 10:44-48). Yahudilerin dışlama gerçeği, hem soylarından gelen Samiriyelilere karşıydı hem de öteki milletlere besledikleri nefretlerinden anlıyoruz, bu kadarıyla kalmıyordu; hatta Rab Yahudiler dışında şeriat yüzünden yabancılara iyileşme imkânını tanımadıkları için sağlamıyordu. ‘Samiriyeli kadın, Sen Yahudi'sin, ben ise Samiriyeli bir kadınım, dedi, nasıl olur da benden su istersin? Çünkü Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur’ (Yuhanna 4:9). Böylece, Yahudileri iç körlük vurduğu gibi, bu gün bizler için de aynı sorumluluğu yüklüyor, Kutsal Ruhun bize verdiği aydınlıktan mahrum kalmadan; yüreklerimizi körlüğe ve bilinçsizliğe teslim etmeyelim. ‘Kudüs’teki elçiler, Samiriye halkının, Tanrı'nın sözünü benimsediğini duyunca Petrus'la Yuhanna'yı onlara gönderdiler. Petrus'la Yuhanna oraya varınca, Samiriyeli imanlıların Kutsal Ruhu almaları için dua ettiler. Çünkü daha Ruh hiçbirinin üzerine inmemişti sadece Rab İsa'nın adıyla vaftiz olmuşlardı. Petrus'la Yuhanna Samiriyeliler üzerine ellerini koyunca, onlar da Kutsal Ruhu aldı’ (Elçilerin İşleri 8:14-17). İsa’nın Elçileri bizler için rehber ve önderdir, sağduyuyla kayıtlı belgelerini karıştırarak mütalaa edersek; şaşırdığımız yolumuzu bulabileceğiz. Binaenaleyh onlar, Tanrı bilgisinden sapmış Yahudi kuşağını Kutsal Ruh vergisiyle hidayet etmeye çalıştı; fakat onlar Onu ancak dönüşleri kadar alabildi: ’İsrail'e, günahlarından tövbe etme ve bağışlanma fırsatını vermek için Tanrı O'nu Önder ve Kurtarıcı olarak yanı İsa’yı kendi sağına yükseltti. Biz, Tanrı'nın kendi Sözünü dinleyenlere verdiği Kutsal Ruhla birlikte bu olayların tanıklarıyız’ (Elçilerin İşleri 5:31-32). Sevgili kardeşlerim, öz güvenimizi yitirmeyelim, dostluğu yadırgamayalım, komşuluğu baltalamayalım, kendimizi boş laflara kaptırmayalım, nefret arzuları benliğimizden çıkartıp atalım, zaman aleyhimize işliyor, Rabbin yolunu bilenler gibi davranıp; bilmeyenler gibi eğriliğe ya da iğrence sapmayalım. ’Ama siz, sevgili kardeşlerim, Rabbimiz Mesih İsa’nın elçileri tarafından önceden söylenen sözleri anımsayın. Size demişlerdi ki, dünyanın son günlerinde alay edenler, Allahsızlığa yönelip kendi tutkularına göre yaşayanlar olacaktır. Bunlar bölücü, insan doğasıyla sınırlı, Kutsal Ruhtan yoksun kişilerdir. Ama siz, sevgili kardeşlerim, kendinizi tümden kutsal olan imanınızın temeli üzerinde geliştirin. Kutsal Ruhun yönetiminde dua edin. Rabbimiz Mesih İsa’nın sizi sonsuz yaşama kavuşturacak olan merhametini beklerken kendinizi Tanrı'nın sevgisinde koruyun. Kimi kararsızlara merhamet edin, kimini ateşten çekip kurtarın, kimine de imanla merhamet edin. Ama günahlı bir bedenin ya da bir kimsenin lekelediği giysiden bile tiksinin. Kurtarıcımız Tanrı, sizi düşmekten alıkoyacak, büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir’ (Yahuda 1:17-25). Rab, ölçüsüz biçimde bize verdiği Kutsal Ruh nedeniyle; inayetine şükürler olsun.
ܡܚܬܬܐ ܕܪܘܚܐ ܩܕܝܫܐ
Pentikost 16.06.2019
Adıyaman Metropoliti
Melki Ürek